Regici Belgeseli

Türkiye’de neredeyse olmayan bir müzik türünün temsilciliğine soyunan Sattas’ın yaşadıkları sadece türü tanıtmak adına değil, aynı zamanda hitap ettikleri gençlere hayata farklı bir bakış şekli kazandırma dertleri var. Müzikalitesi “alaylı” sınıfından palazlanmış olan Sattas’ın, okullu sınıfını sollayan performansı bir sene içerisinde bir çok otoritenin dikkatini çekti. regici belgeseli, bir grubun içinde bulunan cevheri hissetmesi ve onu dışarı çıkartmak için üzerine gitmesinin kurgusuz en “günlük hayat” hikayesini barındırıyor. Bir grubun doğuşu, varoluşunu sorgulayışı, edindiği izlenim, kazandığı saygı ve beraberinde gelen şöhretin basamakları tüm çıplaklığıyla anlatılıyor. regicibelgeseli bir varoluş hikayesi, belgeseli izletirken öğrettiği reggae kültürü ise, Sattas’tan zevkli bir hediye. Yönetmen Batu Akyol, yapım Loyka Production.

Orçun Sünear’ın Ekin Kışlalı Röportajı

logoRoportaj: SATTAS grubu lideri Orçun Sünear ile RnRTR olarak yaptığımız çok samimi mini roportajımız.
(Yazı: Ekin Kişlalı))

Orçun; tanınan bir grubun kurucususun, çok büyük enerji ile Türkiyede Reggea yapıyorsunuz , büyük sahnelere çıkıyor ve festivallere katılıyorsunuz. Bu hafta 15 Ekim Hayal Bistroda sonrada 28 Ekim Ghetto’da sahne alıyorsunuz, yani bu ay sizin ayınız.RnRTR olarak Sattas’ın grup gücünü anlamak ve bilinmeyen yönlerini okuyucularımız ile bir mini söyleşi ile paylaşmak istedik.

RnRTR : Sattas 2005 yılında sizin tarafınızdan kuruldu, bir çok kişi sizi tanıyor ve hatırı sayılır hayranlarınız var, hayranlarınızı size bağlı kılan sizce en önemli özelliğiniz nedir.?

O.S. : Öncelikle RnRTR’ye bu fırsat için çok teşekkür ederim gurubum ve kendim adıma. Müziğimizi dinleyenler öncelikle hep enerjimizden bahsederler. Sahnede bir bütün olarak duruşumuzdan, içtenliğimizden ve eğlenceden. Fakat konu hayranlar ise müzikal basitlik ama kendi içinde ki gücü, sözler ve tabi ki gene gurubun bir bütün olma dinamiği bize geri dönüşlerde ortaya çıkan sonuçtur. Açıkçası bu sorunuza kendi tanımlamamızla değil, hayranlarımızın veya dinleyenlerimizin geri dönüşleri doğrultusunda cevap vermeye çalıştım.

RnRTR : Şu an Sattas kaç kişilik bir grup, kimler var, biraz tanıtabilircisin?.

O.S. : Seve seve bizim okul şu an itibariyle 6 kişi. Burcu Börü: Klarnet ve Alto Sax, Emir Erünsal:Tenor Sax, Öykü Gülata:Bas, Erdem Birgül: Gitar ve Derya Eke: Davul. Yoldaşlarım ve sıradaşlarımdan kısa kısa bahsedeyim; Erdem ve Burcu müzik öğretmeni, Emir ise psikolog, Öykü art direktör ve derya emlak değerleme danışmanlığı yapıyor tabi bende insan kaynakları ve kurumsal iletişim danışmanlığı yapıyoruz. Yani maalesef tek işimiz değil müzik.

RnRTR : Yaptığınız müzik dikkat çekiyor ve bu yaz içinde Bebek Festivali ve One Love gibi müzik festivallerine katıldınız, sahne grubu olmanız ziyadesinde bir festival grubu veya performas grubu olduğunuzu söyleyebilirmiyiz?

O.S. : Kesinlikle evet. Daha ufak sahnelerde çok ama çok yer aldık, alıyoruz ve alacağız. Bizim derdimiz işin ekonomisi ya da mekanın temizliği veya şu’su bu’su değil. Basitçe büyük sahnede Sattas çok daha iyi oluyor. Çünkü biz yüksek enerjili bir gurubuz. Bunun yanında reggae müzik yapıyoruz ve çok daha fazla yere ulaşan müzik yapmak istiyoruz ki bu en büyük derdimiz. Festivallerde ki büyük katılım bizleri hep iyi hissettiriyor ve amacımıza bizleri yaklaştırıyor. Dolayısıyla bizler evet festival gurubuyuz. Hemen şunu da ekleyeyim çoğu insanın anlamadığı yada “oğlum biraz azaltsanıza” dediği noktalarda bile karşı çıktığımız önemli bir durum daha var; festival veya benzeri sahnelerde hep daha kalabalığız. 9 kişi çıktık Efes One Love’a mesela ki bunu daha önce de yaptık ve yapacağız. Biz büyük bir gurubuz, festival ve benzerleri sahnelerde daha iyi oluyoruz diyebilirim. Yani kısaca ve tekrar evet festival gurubuyuz.

RnRTR Bildiğimiz kadarıyla Sattas bestelerini ve düzenlemelerini siz yapıyorsunuz, besteler hikayeler ve mesajlarda içeriyor. Duruş olarak müziğinizi politikmi yoksa apolitik olarak betimleyebilirmiyiz ayrıca non-profit organizasyonlarada (STK) destek veriyorsunuz, kendinizi de bu konuda biraz tanıtırmısınız?

O.S. : Şöyle dersem daha doğru anlatırım; müziğimiz mesaj kaygılı. Kendi adıma politik dediğim zaman farklı bir yere gidiyormuş gibi hissediyorum. Politik olma durumu biraz daha nabza göre şerbetçilik gibi gelir bana hep. Gurup içinde öyle ya da böyle yakın ama bazı durumlarda birbirinden farklı politik duruşlar veya mesajlar çıkabiliyor ama müziğimizde ki temsil aynı noktada birleşiyor. Özellikle bizleri insan hakları gösterilerinde, hayvan hakları gösterilerinde ve çevre gösterilerinde de görebilirsiniz. Bu gösterilerde elimizden geldiğince de bulunmaya çalışıyoruz. Şarkı sözlerimizde ise zaten doğa, insan hakları, savaş karşıtlığı, kapitalizm baskısı, yok döviz kurları, yok borsa hareketleri, yok kimin eli kimin cebinde konularını da işlediğimiz bir dolu şarkımız var. Gurup içinde hepimizin desteklediği bir politik fikir mevcut. Kimimiz çok daha sert kimimiz daha mesafeli ama sürekli tartıştığımız ve içinde yaşadığımız bir Türkiye gerçeği var, sansür ve baskı var, taraf tutma zorunluluğu ve kutuplaşma iteklemeleri mevcut. Bu ortamda mesaj kaygısı taşımadan şarkı yazabilmek veya göz kapayabilmek mümkün değil. STK’lar konusu ise çok çok önemli. Evet destek veriyoruz. Herkesin de destek olması gerektiğini biliyor ve elimizden geldiğince öneriyoruz. Benim de bir STK geçmişim var ve bana çok şeyler öğretti. Bunun yanında bir dolu STK’ya destek verdiğimizi bilmenizi isteriz. Hele ki bu politik grilikte STK’lara daha çok destek vermek ama bunun yanında da STK’ların da daha çok sesini çıkarabilmesi gerekmektedir. Engelli Hakları, Doğa ve Çevre Hakları, Hayvan Hakları ve tabi ki İnsan Hakları en çok içinde bulunduğumuz ve bulunacağımız guruplardır.Zaten baktığınız zaman şarkı sözlerimizi ve müziklerimizi bu atmosferlerden yararlanarak yazıyoruz diyebiliriz. Bu konu hakkında o kadar doluyum ki sabaha kadar konuşabilirim. O yüzden makul bir yerde bitireyim J

RnRTR : Henüz bir albümünüz yok, ancak müziğinizide dünyaya açmak istediğinizi düşünürsek (ki RnRTR bunu şiddetle destekler), bununla ilgili bir çalışma yapacakmısınız, planınız var mı?

O.S. : Maalesef henüz yok ama acele de etmek istemedik, bir ara çok aceleye getiriyorduk ama iyi ki öyle bir durumda kalmamışız. Hep söylüyorum burası bir okul diye bizlerde öğreniyoruz açıkçası. Bu aralar albüm yapma isteğimiz daha da çok arttı. Özellikle sizlerin de belirttiği gibi yurtdışı reggae festivalleri başta olmak üzere müzik festivallerine katılımımız için bu şart ve evet çok istiyoruz. 28 ekim’de Ghetto’da yapılacak konserimizin kayıtlarını kullanıp öyle bir duruma girmeyi planlıyoruz. Fakat hala belirli süreçlerimiz belli değil. Albüm yapım işi ne olursa olsun bir maaliyet ve bizlerin bu maaliyetleri ilk etapta karşılıyabilmesi zor. Bazı noktalar ve görüştüğümüz bir dolu yer oldu ve oluyor. Konu hele reggae olunca insanlar biraz korkuyorlar açıkçası. 90’larda ki gibi bir müzikal ortam maalesef yok. Mesela Athena bunu çok güzel kullandı ve kendine güzel bir yer buldu. Ki Athena akraba müzik yapmamız açısından iyi bir örnektir, bu yüzden verdim. Bizler ise şu anda elimizden geldiğimizce albüm hikayesine kilitlendik ve yürütmeye çalışıyoruz tarih olarak elimizde herhangi bir durum yok ama bunu çıkartacağız hem de bir dolu kendini müzik adamı olarak adleden insana rağmen. Albüm içinde yer alacak tüm parçalarımız hazır. Ghetto’da kaydımızı bir yapalım bakalım nasıl olacak. Özel teçhizat ve mikrofonlama ile yapılacak büyük bir proje olacak bu kayıt süreci. Daha sonrasına ise en kısa sürede bakacağız. Bu aralarda gömlek değişimi yapıyoruz. 3 buçuk senedir menajerliğimizi yapan beraber bir dolu güzel iş yaptığımız Burçin ile yollarımızı ayırdık. Bu albüm çıkacak ama ne zaman çıkacak göreceğiz J

RnRTR : Şimdi biraz zor bir soru ama; senin için olmazsa olmaz Reggea parçası nedir, hangi besteci senin idolun oldu ve en sevdiğin besten?

O.S. : Çok zor gerçekten bir tanesini söylersem diğerlerine çok ayıp ederim. O yüzden şarkı adı vermek istemedim. Fakat Bob Marley’den “Natural Mystic” beni reggaeye sokan şarkıdır yeri de ayrıdır. Besteci konusu ise; Bob Marley başta olmak üzere, Jacop Miller, Burning Spear, Culture, Midnite, Lee Scratch Perry söz yazımı ve beste konusunda idollerim ve ilk aklıma gelenler ama diyorum ya çok zor çak daha fazla idolüm ve sevdiğim şarkı var.

RnRTR : Hiç Jamaica’ya gittinizmi, evet ise performas yapıldı mı , yapıldıysa hikayesi lütfen ?

O.S. : Hayır henüz gitmedik. Tabi ki çok istiyoruz.

RnRTR : Orçun yaz ya da kış atkınla sahne almaktasın, yakışıyorda, bunun bir hikayesi var mı?

O.S. : Öncelikle çok teşekkür ederim. O atkı benim için çok önemli çünkü Sattas gurubunun sahneye çıkmasında ön ayak olmuş hatta reggae’nin İstanbul’da tanınmasına ön ayak olmuş iki isimden biri Osman Osman’ın hediyesidir. Osman abi’ye de Etiyopya’dan gelmiştir ki Etiyopya rastalar için “promise land” vaad edilen topraktır yani kutsaldır. Onsuz hiçbir konsere çıkmadım. Bir keresinde takmadan çıkmışım onu da seyirciler hatırlattı J

RnRTR : Son olarak; 15 Ekimde Hayal Bistroda 28 Ekimde de Ghetto’ dasınız, bizi neler bekliyor sürpriz varmı?

O.S. : Cover’lar genelde sürpriz olarak addediliyor fakat ağırlıkta Sattas besteleri çalacağız. Özel bir sürprizimiz olmayacak ama çok yeni şarkılarımız ve iyi bir şarkı listemiz var. İnsanları çok güzel bir konser bekliyor hem 15 Ekim’de ki Hayal Bistro’da hem de 28 Ekim’de ki Ghetto’da. Teşekkür ederim.

RnRTR : Bizde Orçun Sünear‘ a verdiği samimi ve dolu dolu cevapları için teşekkür ediyor, 15 Ekim ve 28 Ekim konserlerinde Sattas’a başarılar diliyor ve “Everything is IRIE” diyoruz.

Medya Kral’ından Görseller

Okan Bayülgen’in Medya Kralı’ndan Sattas manzaraları